3 Mayıs 2014 Cumartesi

Bana biraz renk ver

Çarklar dönüyor. Zaman geçip gidiyor. Telaşlar, sıkıntılar, koşturmalar, dalaşmalar,  bunalmalar vs vs ... Tüm bunların ortasında tek renk görüyorum.: Gri..Tüm boğuculuğula... Hani siyah desen değil, beyaz desen değil. Arada kalmış, insanı iyiden iyiye kasvete boğan renk.
Aslında içimin ucsuz bucaksız gökyüzü mavisine dolmasını isterdim ya da alabildiğine çimen yeşiliyle... Düşüncesi bile mutlu ediyor insanı. Ya da renklerim olsun isterdim hepsi rengarenk... Ama gri olmasın aralarında. Sevemedim ben griyi...

Bi de kalbimin tam ortasında bir renk var ya... Hiç karıştırmayalım oraları. 

6 Nisan 2014 Pazar

Oynatma Hali

Garip bir  şey! Şu an içimde inanılmaz bir yazma isteği olmasına ve beynimde kelimeler cümleler uçuşmasına rağmen yazamama durumu...İlginç...Kafamın içindekiler adeta volkan gibi patlamak üzere ama bir çıkış yolu bulamıyorlar...Delirmek mi bu acaba? 
Yolun yarısına yaklaştığım ömrümde ufak bir muhasebe yaptığımda sanırım faturası şimdilerde çıkıyor karşıma! Yaşam denen şey o kadar garip ki ; içinden çıkılmaz bir düğüm , fazla kafa yorunca içine çeken bir delilik bataklığı gibi...
Bugün buraya not düşülsün..Bakalım bu gereksiz insan daha ne kadar dayanır? Artık maskeler de işe yaramıyor..Zaten oldum olası nefret etmişimdir o maskelerden!
P.S. Olduğum gibiyim.Olmam gerektiği gibi değil...Bakalım daha nereye kadar gider bu böyle...
         
           "Deliliğe giriş
Düşleri gerçek sanmaya başlarsan onlarda kusur da bulmaya başlarsın. "
Emrah Serbes

2 Nisan 2014 Çarşamba

Stres yönetimi

Teknolojik olarak gelişiyoruz , büyüyoruz, hayatımız falan kolaylaşıyor da ! Arkadaş peki çağın vebası stres ne olaki? Bugün işyerimde verilen rutin seminerlerden biri olan stres yönetimi hakkında bir seminere katıldım. Onun etkisiyle birşeyler yazmaya karar verdim. 
İlk soru şu: stresi nasıl hissediyorsunuz? Fiziksel boyutu. Karın ağrısı, nefes darlığı, kızarma, bozarma (bu benden), titreme vs. vs...Bu soru sorulduğunda kafanda oluşan ilk görüntü şuydu:

Ama tamamen kendi kafamın içinde olan... Sinir , sıkıntı ve bunlara bağlı stresin resmi tam olarak böyle bişeydi... Povvv büyük patlama...
Şimdi de ikinci soru geliyor: En son sizi strese sokan kişiyi düşünün. Düşündünüz mü?
Evettttt... Efendim onu napıyormuşuz biliyor musunuz? 

Bu balona koyup yolluyormuşuz uzaklara!!! Yok yaaa??!! Onun içinde kafamda bi sahne vardı tabiki..Benim günümü zehir edecek, beni strese sokacak ve bu güzelim balonla bu güzel manzarayı izleye izleye uzaklara gidecek! Yoo yooo.. Onun hakettiği tam olarak bu olmalı dostum :

Sizce de haketmiyorlar mı? 
P.s : gereksiz geren insanları atın anacım bu dipsiz çukura.. Manzaranın tadını çıkarsınlar!!
Kendime not : C tipisin ve sonun kanser!! Tipini seninn....XOXO

Artık benim de bir blogum var...

Hey selam bunu okuyan kişi...
Belki de kendi kendime yazışıcam ama naparsın can sıkıntısı.! Gereksiz işlerde gereksiz zaman kayıplarından bi tanesi daha ne olacak ki!!! Başta şunu söyleyim normalde normalimdir. Nefret ettiğin bir işte çalışıp, sinir bozucu insanlarla muhattap olan bir insan ne kadar normal olursa o kadar normal tabiki!! :)
Yazacak çok şey var da kafam çok bozuk şu an..Hadi o vakit hoşgeldim ,her kimsen bunu okuyan sen de hoşgeldin...